Güneye inmek teorik olarak her yerde aynı iki yolla mümkün sanki;
içeriden ve kenardan... Deniz kenarından, okyanus kenarından, ufuk çizgisine
paralel, deniz kızına yakın, balıklara arkadaş, yosun kokusuna aşina, hafif
esintiye razı...
Kenardan gitmemenin tek mazareti, acelesi olmak yani yetişme
çabası. Bense size hiç acelesi olmayan ve San Diego'dan San Jose’ye uzanan bir
pazar gününü anlatacağım. Güneyden dönmeyi, kenardan.
Ünlü California 1 otoyoluna koyulup sıra sıra plajları geçmek.
Laguna, Newport, Huntington, Sunset, Seal, Long Beach, Manhattan, Santa Monica,
Malibu ve Santa Barbara. Hepsi birbirinden güneşli, birbirinden mavi.
Alabildiğine kum, insan. Pazar kalabalığı, hafifliği.
Newport’da aynı ses ve sessizlikle, sorumsuz bir aldırmayışla
günlerimi, aylarımı, hatta yıllarımı geçirebilirim hissi. Sağı solu okyanus ya
acaba ondan mı? Poseidon’un verdiği güçle küçük bir kara parçasına tutunmak.
Kumsal boyu yürümek, koşmak…
![]() |
Fotoğraf: Don Ramey Logan, CC BY-SA 4.0 |
Bir plajın adı Sunset ise eğer, gün batımı görülmeye değer. Zira
Kaliforniya’da birden çok Sunset Beach var. Koklayıp geçmek, gün batımına daha çok var.
Malibu’da dar yollar. Plajın tam üstündeki yolun her iki tarafı araba dolu. Park yeri olmayan plajların Pazar günleri için alışıldık bir durum.
Ama yol daha çok araba fuarı görünümünde. Geçerken yanlışlıkla çizmek
istemeyeceğiniz türden arabalar. O araba sizin olsa, yol kenarına bırakmayı
düşünmezsiniz ama Malibu’nun zenginliğinde doğal şeyler bunlar.
Akşam üzeri Santa Barbara. Durmak.