Farklı cümleler yazmıştım başlangıç için aslında. Ama göç ederken, mutlaka birşeylerinizi bırakırsınız ya yola çıktığınız yerde, ben de bu sefer, cümlelerimi Moskova’da bırakmışım farkında olmadan. Ve “ayni nehirde iki
kere yıkanılmaz” felsefisine uygun olacak ki, cümleler benim olsa da, bizzat
benim tarafımdan yazılmış olsa da, aynılarını tekrar yazabilmem mümkün değil.
Ancak döndüğümde, ayni yerde bulursam onları, yeniden bir başlangıç daha
yazarım...
Hayatımı yazsam roman olur derler ya, ben hep gezi yazısı olsun istedim. Biraz duygulu, her daim yeni, heyecanlı ve neşeli. İçinde aşk da
olan, dans da. Enerjisi yüksek, koşan, yorulan, başa çıkma gücü olan. Bir
miktar zorluk da kaçınılmaz tabii, ama trajedisiz, renkli…
Ve farkettim ki bu yolda ilerliyor hayat, önceleri sadece
evler değişirken, şehirler ve ülkeler yenilenmeye başlıyor; öyleyse artık
anlatmaya başlamalıyım. Gördüklerimi, güzel olan herşeyi, yeni insanları, eski
alışkanlıkları, tarihleri, değişik tatları, bazen acı anları, farklı denizleri,
deniz aşırı hikayeleri paylaşmalıyım. Oyunları, kitapları, şarkıları, bazen
içimden gelen, bazen bütün şehirde yankılanan müziği paylaşmalıyım. Yağmur her
yere aynı mı yağar, rüzgar hangi denizden hangi karaya en güçlü eser, güneş nerde içerden, nerde dışardan en iyi ısıtır, biliyorsam söylemeliyim. Yaşadığımı hissettiren herşeyi, okuyan herkes de yaşadığını tüm hücrelerinde hissettsin,
gülümsesin diye yazmalıyım.
Ayrıca bu yolculuklarda Türk vatandaşı olmaktan kaynaklanan
zorlukları, ‘Challenges of being a Turkish Citizen’ başlığı altında küçük
notlar ve uyarılarla belirtmem gerektiğini hissediyorum. Ve bir de kadın olmak…
Dünyayı dolaşan bir kadının gözünden dünya kadınları… “Free Woman Travels!”
başlığı altında kadın duyarlılığı ve kadınca çelişkiler, kadını çekiştirenler…
Bu başlangıç, “önce yaşamak için yeterince zaman harca, kendi
hikayelerini bul, ve ardından yaz” hissiyle gelen kendi halindeki gezi
yazılarıma bir giriş… (Kendi içimize yaptığımız yolculuklarda ortaya çıkanlar da bir çeşit gezi yazısı değil midir?) Artık yazarak paylaşmanın zamanı geldiğini söyleyen
sese doğru bir adım…
Öyleyse başlayalım ve bakalım, biz mi yollardan geçiyoruz,
yollar mı bizim içimizden…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder