İkinci grupta yer alan, bir nedenden (bu neden çoğunlukla
çalışmaktır) Rusya’da yaşamış Türk erkekleri çok daha farklı bir gözle bakar
Rus kadınına. Bu kez de Rus kadını en iyisidir! Asıl cefakar, fedakar ve bir
ömür geçirilecek kadınlar onlardır. Kime kıyasla? Türk kadınlarına! Bu erkekler
de Türk kadınlarını hunharca eleştirmekten çekinmez. Türk kadını kaprislidir,
sürekli şikayet eder, yorar adamı. Bir şey beğenmez, hiç bir şeyden memnun
olmaz.
Çok derse azdır
Az derse yoktur
Yok derse vardır
Ne konuşsa kardır!*
Burnu havadadır, şımarıktır.
Oysa Rus kızları öyle midir? Erkeğini sever, sayar, sahip
çıkar. Erkeğine sesini yükseltmez, onu
memnun eder, sadıktır, hoştur, bakımlıdır, vs…
- “Annen de mi Rus tatlım?”
- …
Öyleyse nedir bu Rusya’ya göçen Türk erkeğinin başkalaşım
hikayesi? Hayatının bundan sonraki döneminde Türk kadınlarını yaftalaması, acımasızca
eleştirmesi?
Gurbettedir, yalnızdır, Türkiye’ye göre iyi para
kazanmaktadır fakat bunun için çok da çalışmaktadır. Evde ne yemek ne de ütülü
gömlek vardır. Rus kızları güzeldir, ilgilidir, alımlıdır! Canım cicim ayları,
önce diş fırçası derken Türk erkeği kendini Rus sevgilisiyle aynı evde yaşarken
bulur! Sevgi, aşk, beraber olma… Bunlar elbet vardır da bir gerçek daha vardır
bu hızlı taşınmanın altında. Özellikle
St Petersburg ve Moskova’da ev kiraları oldukça yüksektir. Bir Rus maaşının tek
başına ev kirasını karşılaması zordur. Ruslar çoğunlukla birkaç kişi birlikte
yaşamak durumunda kalırlar. Gelin görün ki Sovyetlerden kalma evler buna izin
verecek dizayn ve büyüklükte değildir. Yani ne evlerin yapısı ne de kirası
Türkiye’ye benzemektedir. Evler 3 oda 1 salon olmadığı gibi (yeni yapılan
binalarda bu tarz daireler olsa da henüz yaygın değildir), bütçeye göre en
makulü 1 odalı dairelerdir.
- 1 oda mı? 1 oda 1 salon mu?
- Hayır, 1 oda 1 mutfak. Ah unutmadan, banyosu da var tabii.
28-32 m2 ; hiç fena değil.
- Misafir gelince nereye oturtacağız?
- Kucağımıza.
Şansa bakın ki Türk gencinin ev kirasını çalıştığı şirket
karşılamaktadır. Rus kızımız başkalarıyla aynı evi paylaşacağına (buna bazen
alkolik babası ya da gösteriş düşkünü annesi de dahil olabilir), neden
sevgilisinin evine taşınmasın? Zaten birlikteler, bu birlikteliği bir üst
platforma taşımalarının önündeki engel nedir? Hem böylece birbirlerinin hayatını
da kolaylaştırırlar. Rus kızı başını sokacağı ve sevgilisinden başka kimseyle
paylaşmak zorunda olmadığı bir ev bulmuştur. Güzel restoranlarda yemek (bunun
da bir bölümü şirketin organize ettiği yemeklerdir) ve Türkiye seyahatleri de
bonustur! Türk yağızı ise akşam yorgun eve geldiğinde, sıcak yemek, ütülü
gömlekler ve güler yüzle ödüllendirilir! Yalnızlık zor. Win-win!
Ne var ki yukarıdaki durum, başta güler yüzlülük, tüm Rus
kadınları için geçerli olmadığı gibi, suratsızlık ve dırdır da tüm Türk kadınları
için geçerli değildir. Zira kadın söz konusu olduğunda bu kavramlar
evrenseldir. Ancak, bir başka milli boyuttan bakıldığında dindir, mahalle baskısıdır,
evlenmeden olmazdır derken Türk kızının, Türkiye’de sevgilisiyle aynı evde
yaşama şansı düşmektedir. Siz şimdi Fatih’de ailesiyle yaşayan bir kadınsınız;
sevgiliniz de Üsküdar’da yaşamakta. Hadi bakalım! Birlikte yaşayamama durumu,
başta kıskançlık olmak üzere beraberinde bazı sorunlar getirebilecektir.
Çoğunlukla bir iki yıl rahat rahat birlikte yaşadıktan sonra Türk gençleriyle
evlenen Rus kızlarının aksine, “Kızım daha ne kadar gezip tozacaksınız, evlenin
bir an önce” diye bastıran Türk ana-babanın kızı, sevgilisiyle her yemeğe
çıktığında biraz daha gerilecek ve bu gerginliği de delikanlımıza (neden hala
evlenmiyoruz diye soramadan) yansıtacak ve anlamsız tartışmalarla güzel
geceleri noktalayacaktır. Bu durumu birden fazla kez yaşayan Türk gencinin
gözünde Türk kızları kaprislidir artık!
Türk kadınına gizliden gizliye düşman bu tutumu, başka
sebepleri de olabilir mi diyerek biraz daha irdelersek…?
Türk genci özgürlüğüne düşkün bir kadına denk gelmiş
olabilir. Alışkın olmadığı bu kavramı Türkiye koşullarında sindirmekte
zorlanır. Sevgilisine, babasından gördüğü gibi davranamayınca içerler ve Türk
kızlarının artık annesi gibi olmadığına karar verir! Başka bir senaryoda ise
kendisinden daha fazla kazanan (ki bu konu günümüzde hem kadın hem de erkek
için ayrı ayrı hassasiyetler taşıyan, ayrıca tartışılması gereken bir konudur)
ve daha çok yorulan bir kadınla birliktedir. Akşamları evde yemek olmaması onun
en Kadir İnanır yanını incitir. “Evde düzen yok” diye ağlayarak annesine
şikayete koşması rastlanan bir durumdur. Rusya’da böyle şeyler daha az olur.
Neden mi? Bir kere Ortodokslar; Hristiyanlığın en hoşgörülü mezhebi. Kadınları
üzecek, erkeklere bizdeki gibi farklı düşündürecek dinsel sorunları yoktur. Ülkede
kadınlara değer verilmekte ve saygı gösterilmektedir. Çalışan kesimin çoğunluğu
kadındır fakat buna rağmen Rusların daha çok zamanları ve bununla orantılı
sabırları olur. Çünkü çalışma saatleri kesinlikle Türkiye’deki ya da Rusya’daki
Türklerinki gibi değil; daha insancıldır!
Bütün bu kültürel, ekonomik, dini koşullar ilişkileri,
tavırları, algıları, tutumları etkiler. Meseleler daha derin ve sosyolojik
inceleme gerektirir.
Muhteşem kadın
özelliklerinin tüm Rus kadınları için geçerli olmadığını belirtmiştim. Beş
parmağın beşi bir mi? Herkes munis, iyi huylu, erkeğine hayran olacak değil ya!
Yine de tipiyle ya da kültürüyle Türkiye’de prim yapma şansı olmayan
erkeklerin, su gibi kadınlarla birlikteliklerini görebilirsiniz. (Evet Murphy!
Bunu da bir coğrafyaya indirgememeli…) Şaşmamalı. Paranın ana tema olduğu
ilişkiler de var, erkeğini pamuklara sarmak bir yana dursun sıcak suyla
haşlayan kadınlar da… Ne İTÜlüler susup
oturdular öyle… Ne Boğaziçililer telef oldu güzelliğin zalimliğinde…
E ama bu kadar güzelini, hem piyano çalıp hem
yemek yapanını nasıl bulsun yağızımız? *Bir Ceza şarkısının sözleri; Şaşkın Oğlan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder