28 Aralık 2016 Çarşamba

YALNIZLIK DA BİR TERCİHTİR

Şimdiye kadar sizi en iyi anlayan erkek o diye düşünerek hayatınızın sonuna kadar onunla birlikte olma zorunluluğu duymamalısınız! Hayatınıza sizi hiç anlamayan, anlayamayacak, bu kapasiteye sahip olmayan erkekleri soktuysanız ve O bunlara göre bir kademe daha yukarıdaysa, bu onu sizin ruh eşiniz yada sizi hayatta en iyi (tek!) anlayan erkek yapar mı? Bu, biz kadınların basit yanılgısıdır. Oysa şu iki kalıp ile yola çıkmak çoğu zaman felaketlerin başlangıcıdır: Kötünün iyisi ve idare etmek.

‘Kadın kusursuzdur’ tarzında kör bir inanışla ilerlemiyoruz tabii ama bu iki mottoyla yola çıkmak, çoğunlukla hiç yol alamamak ile eşanlamlıdır. Bu kavramların gölgesine saklanan ilişki hiçbir ilerleme gösteremez. Yalnız kalmamak adına “Kimler geldi kimler geçti, O içlerindeki en iyisi” diyerek ruhu ve isteklerini, hislerin derinliğini, düşünceleri bir kenara bırakmak büyük yanlıştır. Aslında yeterince anlamlı olmayan bir ilişkiyi (bazen hiç anlamı olmayan bir beraberliği), çeşitli anlamlar yükleyerek, kutsalmış gibi kabullenmek ve göstermek daha da büyük bir yanlıştır.

Evlilik müessesesinin saplantı haline geldiği toplumumuzda, her gün bir başka arkadaşının düğün davetiyesini alan, aile büyükleri tarafından düzenli olarak sıkıştırılan kadının, “ne yapalım elimizde bu var” yanılgısına düşmesi oldukça kolaydır. Özellikle bilinçte yeterli olgunluğa erişmemiş kadın, içgüdüleri ve şefkat, tutku, sevgi arayışıyla mücadele ederken, toplumsal yönlendirmenin etkisiyle kendini verdiği mücadeleyi kaybetmiş olarak bir çıkmazın içinde bulmaktadır. “İdare ediyoruz işte” diyen kadınların sayısı her geçen gün artarken, kadın dayanışması adı altında kadının kadına yanlış desteği de birini daha ruhunun derinliklerine uzanmaktan alıkoymaktadır.

Oysa yalnız kalmak, öğretildiği gibi korkulacak bir durum değildir. Hatta yalnızlığın kişinin hoşuna gidebilecek elastik bir kullanım ve geniş bir özgürlük alanı vardır. Anlaşılamamaktan, duymazdan, görmezden gelinmektense tercih edilmesi faydalı bir durumdur. Toplumsal algıya aldırış etmeden, kendi içine dönebilen kadın, belki ”asi, evde kalmış, ne istediğini bilmez, hiçbir şeyi beğenmez” olarak tanımlanacak ama kendisi için en iyi olanı bulacaktır. Bu dik duruş kadının kendi bütünlüğünü ve iç dengesini koruması için de gereklidir.

İdare etmek yerine çok mutlu olmak çoğunlukla zor olsa da elimizdedir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License. Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.