KOSTA RİKA
San Jose’den ortalama dört saatlik bir otobüs yolculuğu ile
Pasifik Okyanusu kenarındaki Manuel Antonio’ya ulaşıyoruz. Pasifik kıyıları ile
Karayip kıyılarını karşılaştırmak oldukça zor, birbirlerinden oldukça
farklılar. Bu sahil şeridine hakim müzik türü reggae değil örneğin, ve daha lüks
oteller, mekanlar bulmak mümkün.
Karayip kıyısı, özellikle de bu kıyı şeridindeki liman şehri
Limon için, söylenenlerden biri, halkın eğitimsiz ve fakir olmasına ilave
olarak, eğer otel ya da kafe, restoran açamazlar ise, geçinecek başka bir yol
bulamayacaklarından San Jose’ye göç ettikleri ve böyle yerler açarak bu kıyı bölgelerinde yaşayabilenlerin, Amerikalılar başta olmak üzere, diğer (gelişmiş!) ülke insanları olduğuydu. Bunu neden mi hatırladım? Kaldığımız otelden
anlatmaya başlayayım:
HOTEL MONO AZUL (HOTEL BLUE MONKEY)
Amerikalı bir çift tarafından işletilen bu otelin, Kosta Rika’da kaldığım en iyi otellerin arasında olduğunu söyleyebilirim. San Jose otobüsleri, otelin önünde duruyor ve plaja giden otobüsler de yine otelin önünden geçiyor. Otel sahipleri, işletmesi ve çalışan herkes oldukça güler yüzlü; her konuda yardımcı ve yol gösterici. Aşçı, oldukça başarılı, harika yemekler yemeniz mümkün. Otelde girilebilecek temizlikte havuzlar mevcut. (Bunu belirtmemin sebebi her hotelin havuzuna girilemiyor olması!) Mütevazi odalarının çatısında zıplayan maymunlar bazı geceler uyanmanıza neden olabilir; ama korkacak birşey yok. Çevresindeki ağaçlarda sloth (tembel hayvan) ve birbirinden renkli kuşları da görebilirsiniz. Gecelik fiyatları uygun, pahalıya kaçmıyorlar.
PARQUE NACIONAL DE MANUEL ANTONIO
(MANUEL ANTONIO ULUSAL PARKI)
Bu parkta her türlü hayvanı, bitkiyi, çiçeği, böceği, doğal
güzelliği, okyanusu, herşeyi görebilirsiniz. Parkın girişi, yabancılar için 16 USD. Muhteşem havası ve
inanılmaz kuş sesleriyle harika bir orman… Ve bu ormanın içinde Pasifik
okyanusuna dahil küçük plajlar da mevcut. Plajlar hemen ormanın yanında
olduğundan, ormandan çıkagelen maymunların çantanızda yiyecek araması, muz için
sizinle kavga etmesi, rakunların etrafınızda dolaşması ve hatta siz plajda
uzanmış güneşlenirken yanınızdan bir iguana geçmesi mümkün! Maymunlar renkli ve ışık yansıtan cisimlere oldukça meraklı olduklarından telefon, ayna, güneş gözlüğü vb eşyalarınızı ortalarda bırakmayınız. Okyanusta ise fazla
uzaklaşmamanız tavsiye edilir! Biz görmedik ama bir köpek balığı dedikodusu var...
Parkın girişinde, kuş seslerini taklit etmeyin ve slothları ürkütmeyin uyarıları görebilirsiniz. Ayrıca timsahları beslemeyin ve 50
metreden fazla yaklaşmayın şeklinde de uyarılar mevcut. Parkın içerisinde şelaleler, yürüyüş yolları ve hayvanlara ait çeşitli bilgiler bulabilirsiniz.
Ayrıca çevrede size hayvanları tanıtan, dürbünle gösteren, gece ve gündüz
turları da mevcut.
YUNUSLARI SEYRETMEK- OCEAN KING CATAMARAN
Bu cruise, Ocean King Catamaran, kaldığımız otel ( Hotel Mono Azul) tarafından bize tavsiye edildi ve Manuel Antonio’da yaptığımız en güzel şeylerden biri olduğunu düşünüyoruz. Bu gemi oldukça ferah, temiz olmakla beraber bilgili ve ilgili bir kadroya sahip. Kolunuza taktıkları bir bileklikle yolculuk boyunca 8 adet alkollu içki, sınırsız alkolsuz içki içebilirsiniz. Yolculuk öğle saatlerinde kaldığınız otelden alınmanızla başlıyor ve yaklaşık 6-7 saat sürüyor. Bu süre boyunca, yunusları izleyebilir, snorkel yaparak balıklarla yüzebilir, gemiden atlayabilir (ki en sevdiğim aktivite genellikle budur!) ve muhteşem gün batımına tanık olabilirsiniz. Birbirinden lezzetli Kosta Rika meyveleri ikramı ve geleneksel Kosta Rika yemeği de yolculuğunuzun bir parçası. Otel transferleri de dahil kişi başı ücret 80 USD. Manuel Antonio’da bunu yapmamak, bana sorarsanız büyük eksiklik olur!
BARBA ROJA
Bölgenin en iyi restoranlarından biri olduğu söylenebilir. Özellikle akşam yemeği saatlerinde oldukça kalabalık olan mekanın hem servisi
hem de yemekleri oldukça iyi. Kendilerine ait sosları ve değişik yemekleri ile
Manuel Antonio’nun en popüler restoranlarından biri olmayı hak ediyor. Özellikle
fire roasted snapper denemeye değer.
Sangriada da iddialılar.
KARANLIK ÇÖKÜNCE
Güzel bir akşam yemeği sonrası kalabalığı takip ederek
eğlenceli bir mekan bulabileceğimizi öğrendik. Yine de birkaç ipucu aldık ki
faydalı oldu.
Akşam yemeği sonrası birşeyler içmek için Mango Moon oldukça
hoş bir yer. Mekanda konuşulan dil neredeyse İngilizce diyebiliriz, sanki İspanyolca 2. dil! O kadar çok turist var, özellikle Amerikalılar! Gitar çalan
ve ona çeşitli müzik aletlerini çalmayı deneyerek eşlik eden gençler görebilirsiniz (her zaman katlanılır değil tabii ki, bazen belli bir alkol seviyesi gerekebilir ),
bu anlamda herkesin rahatça çalıp söylediği, isterse eşlik ettiği, istemezse
daha uzak bir köşede sohbete daldığı rahat bir mekan Mango Moon.
Burada Amerikalılardan biriyle aramda geçen diyaloğa da yer vermek istiyorum. Benim Türk olduğumu öğrenen Amerikalı grup, Türk olduğumu kabul etmekte direndikten ve nihayet kabul ettikten hemen sonra, gruptan biri yakın bir arkadaşının hikayesini anlatmaya başladı. Zenci delikanlının, Amerika'da Master yapmakta olan Türk kızına aşık olmasıyla başlayan bu hikaye gençlerin birbirini sevmesiyle devam etmiş fakat kızın babasının bu ilişkiyi onaylamayarak evliliklerinin önüne geçmesiyle son bulmuş. Bu durum, hikayeyi paylaşan Amerikalıda Türklerin ırkçı ve tutucu olduklarına dair bir önyargı oluşturuyor. Kızın babasının önyargı ve algısını ise toplum psikolojisini de göz önünde bulundurarak masaya yatırmalı ve tamamen yıkıp yeniden inşa etmeliyiz!
Buradaki barmen, daha hareketli birkaç yer önerdi bize:
El Chante Backpakers
Sargento Garcia
Republik
Blue Café
Cana Tico
Bu mekanlardan ilki El Chante Backpapers tarafımızca denendi.
Oldukça değişik bir mahalleye yapılan taksi yolculuğu ve bu taksi sakın bizi
burda bırakıp gitmesin hissiyle, biraz da çekinerek oturduğumuz ve fazla kalmadığımız
bir açık hava mekanı… Neredeyse tamamı yerel halk ve herkes halinden memnun.
Barın hemen önünde bilardo masaları ve toz toprak yolun üzerinde birkaç masa
ile ne yalan söyleyelim biz pek güvende hissetmedik. Bir taksi çağırıp diğer
mekanları denemeye karar verdik.
İkinci rastgele seçimimiz Republik oldu. Aslında mekanin
tam adı, Cuban Republik ve geleneksel bir disko! Şehir merkezinde ve kapalı bir alanda faaliyet
gösteren bu mekan, oldukça kalabalık ve büyük çoğunluğunu yine yerel halk
oluşturuyor. Mekanda reggaeton çalıyor! Ve bilenler bilir, reggaeton dansı başkadır... Yani bayanlar; arkanızı yaslayacak bir eşiniz yoksa, kendinize sakince
bir köşe bulsanız iyi olur!! Sabaha kadar dans!!!
Genel olarak, Kosta Rika’nın hemen hemen tüm sahil şeridindeki algıyla aynı olarak Canlı Müzik adı altında gitar çalarak söyleyen
tek bir kişiyi görebilirsiniz. E yanlış diyebilir miyiz, canlı sonuçta! Sadece canlı müzik denildi mi beklentileri düşük tutmakta fayda var.
GENEL BAKIŞ
Pasifik okyanusunun hakkını veren bir sahil kasabası Manuel
Antonio. Hem ulusal parkın içinde ( bu plajlara girmek isterseniz, her defasında ulusal
parkın giriş ücretini ödeyerek parkın içinden geçmek zorundasınız) hem de
dışında plajlar mevcut. Parkın dışındaki plajlar da en az içindekiler kadar
güzel, ayrıca parkın içindeki koylar çok küçük olduğu için dışarıdaki plajlardan
daha kalabalık bir görünüm sergiliyor. Sığ ve hafif dalgalı sularıyla okyanus
muhteşem…
Sahil kenarında, yolun hemen karşısında hediyelik eşya satan
dükkanlar görmeniz mümkün. Ancak fiyatlar, San Jose’ye kıyasla yüksek. Ayrıca
bu dükkanların hemen yanında yer alan süpermarketin içerisinde de bazı
hediyelikleri ( kupalar, anahtarlıklar gibi) daha uygun fiyatlara
bulabilirsiniz.
Biz kalmadık ancak kalanlardan duyduk, gördük ki Hotel La
Mariposa da oldukça güzel, keyifli bir hotel. Odaları ve havuzu okyanus
manzaralı bu otelde kalanlar oldukça memnun.
Kosta Rika’ya gidip de es geçilmeyecek, bir yer Manuel Antonio…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder