‘Görmedigimiz San Jose kalmasın!’ sloganıyla değilse de şans
diyelim (ya da öyle denk geldi!) bu sefer Kosta Rika değil, Kaliforniya San
Jose’ye düşüyor yolum.
Silikon Vadisi adı altında her yerde Apple, Google, Intel görürüm
sanıyor insan oysa San Jose’nin şehir merkezi (downtown) küçük, sıradan ve
fakat oldukça modern. Şehrin yerleşimi Amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi;
hep dört yol, kavşak. Öyle derli toplu planlanmış bir şehir ve medeniyet.
İlk ilgimi çeken insanların güler yüzlülüğü oluyor. Herkes
mutlu, işini seviyor görünüyor. İnsanlar birbirlerine selam veriyorlar, tanıdık
tanımadık herkes birbirine gülümsüyor ki biliyoruz bu, bazı coğrafyalarda
cinayet sebebi olabilir! İnsanlar sabırlı, trafik ışıklarına (her yerde kavşak
olduğundan ne kadar fazla trafik ışığı olduğunu hesap edin!) ve birbirlerine
saygılı. Henüz korna sesi duymadım. Ambulansa, itfaiyeye eleştirisiz yol
veriliyor.
Toplu taşımada ise insan olduğumuzu hissettiren güzel bir
uygulama var. Otobüs durağa yaklaşıyor ve otobüs şoförü durakta bekleyen
engelli kişiyi gördüğünde otobüse binebilmesi için, otobüste zaten varolan,
platformu açıyor. Kişiyi içeri alıyor, engelliler için ayrılmış bölüme yerleştiriyor
ve sabitliyor. (San Jose’de gördüğüm tüm engelliler akülü/elektrikli tekerlekli
sandalye kullanıyor. Bu da onlara, başka birinin yardımına ihtiyaç duymadan
kendi başlarına özgürce dolaşabilme imkanı sağlıyor.) Bütün bu yerleştirme
sırasında, otobüse binecek diğer yolcular, durakta beklemeye devam ediyor.
Çünkü engelliler (olması gerektiği ve fakat bizim pek de alışık olmadığımız
gibi) öncelikli. Ne otobüsün içinde ne de dışında bekleyenler oplayıf
pufluyorlar! Kimse söylenmiyor, “Hadi kardeşim, acelemiz var” diyerek şoförü ya
da engelli kişiyi taciz etmiyor. Bu medeniyete erişmiş otobüslerde basamak da
olmadığını belirtelim. Otobüse binmek için “3 dik merdiven” çıkılmadığından
yani biniş platformu düz olduğundan, engellilerin daha kolay binebilmesi için
gerekli mekanizma da daha az şaşırtıcı geliyor.
Kentsel dönüşümün, şehirleri bu şekilde dikdörtgene
dönüştürmeye yarayacak olması ne hoş olurdu, değil mi? Ve tüm toplu
taşımaların, dünyanın her yerinde, insana daha saygılı olması…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder