Uzun sahili, köprüleri ve hareketliliğiyle en sevdiğim
şehirlerden biri oldu San Francisco! Her beraber olduğumuzda yeni bir şey
öğreniyorum hakkında ki bu da beni heyecanlandırıyor!
Pier 33 ve ilerisinde Alcatraz ve Angel adalarına düzenlenen
feribot turları bulunuyor. Ve fakat bu turlarda çoğunlukla yer bulunmuyor! Bu
turlara katılabilmek için mutlaka haftalar öncesinden bilet almak gerekiyor.
Biletlere bu web sitelerinden ulaşılabiliyor:
Diyelim ki (benim gibi) bilet bulamadınız ve fakat tam da o
tarihlerde San Francisco’da buluyorsunuz. Gelmişken de meşhur adaları görmek,
Bay Area sularında salınmak ve köprülerin altından geçmek istiyorsunuz. Çözüm
Red and White Fleet – San Francisco Cruises (ve buna benzer diğer cruiselar)
Bu cruise ile adalara çıkamıyorsunuz ama hepsinin çevresinde
dolaşmak, köprülerin altından süzülmek, yelkenlere, martılara el sallamak,
soğuk rüzgarı da yemek mümkün! Ayrıca birçok dilde yayın yapan bir radyo ve
kulaklıkla (Türkçe seçeneği olmadığını belirtelim), geçtiğiniz her yer hakkında
bilgi ediniyorsunuz. İşte o cruisedan manzaralar:
Bay Bridge - Fotoğraf: Özgür Keleş, Creative Commons |
Alcatraz - Fotoğraf: Özgür Keleş, Creative Commons |
Alcatraz - Fotoğraf: Özgür Keleş, Creative Commons |
Golden Gate - Fotoğraf: Özgür Keleş, Creative Commons |
Neden bu kadar talep görüyor bu ada turları? Adalarda merak
uyandıran ne? Aslına bakarsanız, Angel Island ve Treasure Island için bunu
anlamak zor. Treasure Island sonradan inşa edilmiş, özelliksiz, yapay bir ada.
Angel Island ise San Francisco’dan yıllar önce kopmuş bir toprak parçası.
Alcatraz’da durum biraz farklı. Bu ada insanoğlunun vandallığının sessiz bir
sembolü.
1848 yılında İspanyolların yönetiminden Amerikalılara geçen
adada, 1963 yılına kadar Amerika’nın en ünlü high-security hapishanesi hizmet
vermiş! Adaya hapishane yapma fikri Amerikalıların yaratıcılığından olmasa
gerek. Monte Cristo Kontu’nun tıkıldığı hapishane Chateau D'If'i hatırlarsınız.
Demek ki insanlar tarih boyunca, kendilerine tehdit gördükleri insanları uzak
adalara kapatmak suretiyle kendilerini güvende hissetmişler!
Adadaki deniz feneri, Kaliforniya eyaletinin ilk deniz
feneri olma özelliğini taşıyor. Alcatraz, döneminde kaçılamaz hapisane olarak
nitelendirilse de, birkaç kaçma teşebbüsü gerçekleşiyor. Bunlardan tarihte iz
bırakanı Frank Lee Morris ve Anglin kardeşlerin kaçışı olmakla birlikte yüzerek
karaya çıkmayı başarıp başaramadıkları halen bilinmiyor. Fakat kendilerinden
bir daha hiç haber alınamamış. Yüzerek San Francisco’ya varmanın garantisi yok
tabii. Ama artık her yıl “Escape from Alcatraz” yarışları düzenliyor ve
sporcular adadan San Francisco’ya kadar yüzme yarışı yapıyorlar.
Bana göre adayla ilgili bir diğer trajik hikaye, hapishanede
çalışanların ailelerinin de onlar için adada inşa edilmiş lojman tadındaki
binalarda yaşamaları. Öyle ki çocuklar, her sabah adadan feribotla San
Francisco’daki okullarına giderlermiş. Tek çıkış yolunun bu feribot olduğu
mahkumlarla dolu bir adada, bir gardiyanın çocuğu olarak büyümek…
Artık hapishane müze, üzerinde ne kadar az yeşillik bulunsa
da ada ulusal park olarak hizmet veriyor. İster içeri girip çaresiz ruhlara
selam verin, ister kıyısından geçip gidin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder