Bazı kaynaklara göre Ruslar en iyi, en güçlü erkeklerini
tarih boyu süren uzun savaşlarda kaybetmiştir. Çarlık Rusyasının kanlı toprak
savaşları, 1. ve 2. Dünya Savaşları, Çeçen ve diğer Kafkas halklarıyla süre gelen
savaşlar… En iyilerin en önde yer aldığı bu savaşlarda, en iyilerini kaybeden
Ruslar, güçlü erkeklerinden olmuşlardır.
Yani arta kalan en zayıflar ve hainlerdir. Söylenene göre bu erkeklerin
soyu devam etmiştir. Bu durum, Rusya’daki çelimsiz, beti benzi solmuş,
yakışıklı olmayan erkek popülasyonunu açıklar! (Arada birkaç istisna çıkar;
hani kaslı, güçlü kuvvetli, boylu poslu Rus erkeği diye tabir edilen türden.
Ama arayın ki bulasınız!)
Bu durum, güzel ve bakımlı kadının çok, yakışıklı ve güçlü
erkeğin az olduğu bir ülke yaratır. Bu da Türk erkeklerinin değerli olduğu bir
coğrafya demektir ister istemez. Sonuç Türk kadınını mutlu etmez. En yakın
komşusu büyük tehdittir! Karadeniz’i aşan Türk erkeğini bir anda
başkalaştırabilir.
Kendinden genç ve güzel olanı çoğunlukla rakip olarak gören
kadın psikolojisi, bu durumu göz önünde bulundurarak istemsiz algılar
geliştirir. 2. grup Türk erkeklerinin tavrı da Türk kadının Rus kadınına
olumsuz bakışını tetikler.
- Rus kizları
ince, güzel filan ama yaşlanınca bırakıyorlar kendini şekerim.
- Aynen
katılıyorum.
Türk kadınları arasındaki yaygın bir diyalogtur bu. Önündeki
kısırlı, mozaik pastalı gün tabağından su böreğini çatalına takmış, bir yandan
ısırıp bir yandan uluslararası dedikodu yapan Türk kadınının, zayıflığa haseti
nedendir? Oysa her sabah açma, poğaça yemeyen, akşamları baklavalar, sütlaçlarla
kahvesini taçlandırmayan, az ve sık yiyen, spor yapan herkes ince bir görünüme
sahip olabilir! Sınırsız yemek, hareketsiz hayat, bolca içki (“Aaaa onlar su
gibi içiyor!” nidalarını duyar gibiyim. Bir küçük not düşeyim ki genç Rus
kadınlar öyle çok alkol almıyor) ve kesintisiz eleştiri… Bu yol yanlış değil midir?
Belki ama o da bu yola annesi tarafından itildi!
- Nasıl? Anne
kavramı da nereden çıktı şimdi?
O incecik Rus kızlarının,
az yemeyi öğütleyen ve kendilerini küçük porsiyonlara alıştıran anneleri var.
Yani kız çocukları “yeter kızım daha fazla yeme” diye büyütülüyor. (Arkasında
ekonomik sebepler, bizim gibi çeşit çeşit yemek yapılamaması, kış şartlarından
dolayı yiyeceğe erişimin zorluğu vb nedenler olabilir. Ama nedeni ne olursa
olsun bu kültür yerleşmiş.)
- Yemezsen
arkandan ağlar!
- Aa
beğenmedin mi? Darılırım vallaha!
- Ölümü gör
ye!
Tanıdık geliyor mu? Türk anneleri bunlar gibi yaratıcı
cümleleriyle kızlarının ağzına börekleri, mantıları tıkarken, Rus kadınları
yaşlanınca sarkıyor zaten söylemleriyle de rahatlamaya çalışırlar. Oysa
emekliye ayrılan iki çocuk annesinin dramına yani poposuna bakın! En son ne
zaman oje sürmüş? Ne yediğine dikkat ediyor mu? Spor yapıyor ya da güzel
görünmeye çalışıyor mu? Yani yaşlanınca kendini bırakan bir tek Rus kadınları
mı? Türk kadınlarının hepsi Ajda Pekkan gibi mi duruyor?
Türk kadınının da bakımlısı, bedenine değer verip koruyanı, Rus kadınının da bakımsızı, kendini salmışı var elbet. Yani namı almış yürümüş güzellik, bir tek Ruslara ait değil! Yeter ki kültürümüzün evrimini daha sağlıklı bir yaşam yönünde gerçekleştirelim.
Nasıl mı?
“Yemeğin
salçalısı, kadının kalçalısı” kavramından başlayarak mesela!
How to Play Baccarat | Wolverione
YanıtlaSilBet on Baccarat. A fun and exciting game. There are two main parts of the game - Baccarat and 바카라 사이트 the Baccarat Player. Each starvegad player receives a planet win 365 special